Depremin 1. ayında hükümeti ve ilgili tüm yetkilileri, deprem bölgesindeki kadın ve çocukların acil ihtiyaç ve hassasiyetlerinin karşılanması için bir an önce harekete geçmeye; kadınları, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yaralarımızı birlikte sarmak için dayanışmaya çağırıyoruz!
Kahramanmaraş merkezli olarak 6 Şubat’ta 11 ilimizi vuran depremlerin ardından kayıplarımız için üzgün, hayatta kalanlar için kaygılı ve bu durumun baş sorumlusu olan hükümete karşı öfkeliyiz. Deprem ülkesinde yaşamamıza rağmen hükümet 21 yıllık iktidarı boyunca gerekli hazırlıkları yapmamış, deprem vergilerini hortumlamış, halkın imdadına yetişecek kurumların içini boşaltmış; bunun yerine afet yasasını kullanarak arsa değeri yüksek alanlarda rant amaçlı kentsel dönüşümleri dayatmış, deprem riski yüksek ve arsa değeri düşük alanları ise ihmal etmiştir.
Vatandaşlar bir kez daha yalnız bırakılmıştır. Afet zamanlarında kadınlar ve çocuklar ise özellikle savunmasızdır. Temiz su, gıda ve hijyen olanaklarına erişememe, onları bulaşıcı hastalık riski ile karşı karşıya bırakmaktadır. Barınma imkânlarına erişimin olmaması, güvenlik açısından kadınları savunmasız duruma itmektedir. Unutulmamalıdır ki afetler kadına yönelik şiddetin ve istismar vakalarının arttığı zamanlardır. Depremden sağ kurtulan ancak kaybolan, akıbeti bilinmeyen ya da tarikat evlerine götürülen çocuk haberleri kaygılarımızı arttırmaktadır. Kaybolan ya da tarikat evlerine götürülen çocuklar, hayatta kalan aile üyeleriyle bir araya getirilmeli, bunun mümkün olmaması durumunda ise koruma altına alınmalıdır.
Hatay’da evi ağır hasar gördüğü için boşandığı adamın evine sığınmak zorunda kalan Alev Altun’un maruz kaldığı şiddet, kadınların korunması için gerekli tedbirlerin alınması gerekliliğini göstermiştir. Şiddet şikâyeti olan ve koruma talebinde bulunan kadınların risk analizleri yapılmalı, gerekli barınma ve yakın illere nakilleri sağlanmalıdır. Boşanma aşamasında olan ya da koruma kararı alınmış kadınların da takip edilerek güvenlikleri sağlanmalıdır. Deprem bölgesindeki tüm illerde şiddet önleme ve izleme merkezleri kurulmalı, bu merkezlerin tüm kadınlar için kolay ulaşılabilir olmasına özen gösterilmelidir. Çocuklar için özel alanlar oluşturulmalı, fiziksel ve ruhsal sağlıklarının korunması için önlemler alınmalı, konuşulan dillerde psikolojik destek sağlanmalıdır.
Başta kadın ve meslek örgütleri olmak üzere sivil toplum örgütleri, kadın ve çocukların yaşadığı travmanın iyileştirilmesi sürecine dâhil edilmelidir. Hükümeti acil durum müdahalesi ve kriz yönetimindeki başarısızlıklarının sorumluluğunu üstlenmeye, kadın ve çocukların özel hassasiyetlerini ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak etkilenen illere yardım ulaştırmaya çağırıyoruz.
Son olarak, kadınları felaketin yaralarını sarmak için dayanışmaya çağırıyoruz. Bu 8 Mart, başta depremden etkilenenler olmak üzere tüm kadınlar için bir eylem ve dayanışma günü olsun.